Dünya tarihinde komünist ideoloji kadar dünyayı sarmış ve geniş toplulukları etkisi altına almış bir başka deccali felsefe olmamıştır. Bu öyle bir felsefedir ki, İslam alemini de, Hıristiyan ve Musevi alemini, putperestleri, ateistleri, Budistleri, kısacası her dinden, her kültürden ve her inançtan insanı da esareti altına almıştır ve kimse komünist ideolojinin karşısına çıkıp da dur diyememiştir.
Komünist ideoloji ilk ortaya çıktığı günden bu yana kesintisiz bir şekilde varlığını sürdürmüştür. Kimi zaman ön planda olmuş iktidarı ele geçirmiş, kimi zaman geri adım atmış gizliden gizliye faaliyetlerini devam ettirmiş, ama hiçbir zaman yok edilememiştir. Gerek 20. yüzyıl gerekse içinde bulunduğumuz ve deccalin etkisinin bütün dünya tarafından görüldüğü ahir zaman, bu kanlı ve tehlikeli ideolojinin en vahşice, en acımasızca yaşandığı dönem olmuştur. Dünyanın pek çok ülkesi açık veya gizli bir şekilde komünist ideolojiye teslim olmuş durumdadır. Komünizmin altyapısını oluşturan Darwinizm ise bütün ülkelerin resmi ideolojisi haline gelmiştir. Ülkeler, komünist diktatörleri eleştirirken, onları besleyen fikir sistemini, yani Darwinizm'i ve materyalizmi kendi okullarında kendi çocuklarına bilimsel bir gerçekmiş gibi öğretmektedirler. Darwinist bir temel eğitim alarak yetişen çocuklar, materyalist komünist zihniyete çok kolay geçiş yapmakta, ülke idareleri, kendi elleriyle sürekli yeni komünist militanlar yetiştirmektedir.
İşte bu nedenle de içinde bulunduğumuz yüzyılda, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in bildirdiği ahir zamanın en büyük alametlerinden biri gerçekleşmekte, dünya herc-ü merc içinde felaketlere sürüklenmektedir. Ülke yöneticileri kendi halklarını katletme emirleri vermekte, devletler her gün nükleer füze tehditleriyle uyanmakta, terörist eylemler birbirini ardına gerçekleşmekte, nereden ne zaman geleceği belli olmayan hain saldırılar insanları dehşete sürüklemektedir. Müslüman ülkelerin cadde ve sokaklarında genç askerlerin, annelerin, bebeklerin cesetleri yatmakta, tüm dünya olan biteni bir kenardan izlemekle yetinmektedir. Dünyayı bu vahşete sürükleyen vebanın adı komünizmdir ve komünizm gitgide güçlenerek, adım adım dünya hakimiyetine doğru yol almaktadır.
Olan bitene seyirci kalanlar, "dünyada hala komünizm mi var?", "Darwinizm'e inanan kaldı mı?" diyenler, kendilerini küçücük dünyalarına hapsedip insanların ne kadar büyük bir felakete sürüklendiğini göremeyenler, bu vahşet ve korku ortamından sorumludurlar. Dehşet ve vahşetin temel sebebi bu kadar açıkken ve bu büyük tehlikenin tam anlamıyla ortadan kalkması için neler yapılması gerektiği tüm detaylarıyla ortaya konmuşken harekete geçmeyen, pasif davranan veya bile bile Darwinist-komünist sistemin destekçiliğini yapanlar, şehitlerimizin de, diğer İslam ülkelerinde şehit olan kardeşlerimizin de vebalini üzerlerine almış olurlar. Dünyayı etkisi altına almış olan ateist-komünist sisteme acizce teslim olmak, zavallıca olan biteni seyretmek ve bu kanlı sistemin hükümranlığı altına girmeye razı olmak gerçek Müslümanın yapacağı bir şey değildir. Bu ancak, bir inancı, ideolojisi ve davası olmayan, ümitsiz, amaçsız, sadece yaşamak ve yemek yemek azminde olan zavallıların ve acizlerin işidir.
Komünist sistem dünya çapında güçlü bir ideoloji olabilir. Ancak bu sahte ve batıl ideolojiyi, Hakka olan kuvvetli inanç ile fikren yerle bir etmek çok kolaydır. Çünkü her düşünce sistemi, her felsefe ve her inanç mutlaka Yüce Rabbimiz'in kontrolündedir ve Allah'ın "Ol" emri ile yıkılır gider. Ancak Yüce Allah, tüm dünyayı bir kan gölüne çevirmek isteyen bu komünist ideolojinin yıkılışına Müslümanları vesile kılmak istemektedir. Bunun için Müslümanlar:
- Allah'a derin imanla bağlanmalı,
- İslam Birliğini sağlamalı, İslam dünyasındaki bölünmüşlüğe son vermeli,
- Dünya çapında, Darwinist-materyalist ideolojiyi ortadan kaldıracak anti-Darwinist bilimsel çalışma yapmalı,
- Batıl ideolojilere karşı birlik olup,
- Kuran'ın kendilerine emrettiği sevgi, barış, kardeşlik ve huzur sistemini yerleşik kılmalıdırlar.
Şu unutulmamalıdır ki, yeryüzündeki karışıklıkların, fitnelerin, belaların en büyük sebebini Müslümanların birlik olmaması oluşturmaktadır. Allah; Müslümanların arasındaki ayrılığı, fitne ve bozgunculukların sebebi olarak bildirmiştir:
İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)
Dünyanın dört bir yanında yaşanan zulümden habersiz bir şekilde evinde televizyon izleyerek sıcak çorbasını içen, sadece para ve rahatlık peşinde olup "herkesin derdi kendine" diyen, ateist-Darwinist-komünist ideolojiler dünyayı sarmışken bu sapkın inançlarla mücadele etmeyi bırakarak Müslümanları kendisine hasım edinen bir kısım Müslümanlar; Rabbimiz'in bu ayetine göre yeryüzündeki fitne ve bozgunculuğun sebebi olmaktan korkmalıdırlar. Yüce Allah Müslümanlardan "birlik olmalarını" istemektedir ve hiç şüphesiz birbirine kardeşçe sevgiyle sarılmış, tüm imkanlarıyla Allah yolunda gayret eden bir Müslüman birliğini güçlü kılacaktır. Rabbimiz bir diğer ayetinde "Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak mücadele edenleri sever." (Saff Suresi, 4) şeklinde buyurmaktadır. Böyle bir birlik mutlaka zafere ulaşacaktır. Şimdiye kadar daima meydanı boş bulmuş, hiçbir inanç ve ideolojiyle susturulamamış olan Darwinist-komünist ideoloji, 5 bin yıllık tarih boyunca ilk defa gerçek bir inanç ve iman karşısında ezilip gidecektir. Bunun için Müslümanların imanlı, azimli, cesur, Allah'a güvenen, şevkli ve sevgi dolu olmaları ve her zaman için birlik içinde hareket etmeleri şarttır. Kuşkusuz ki güç ve kudretin tamamı Allah'a aittir ve elbette ki Allah, batılı yerle bir edecek ve İslam ahlakını yeryüzünde yerleşik kılacaktır:
Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır.(Nur Suresi, 55)