Sayfalar

Anti-Darwinist Faaliyetin Ardından "Türk İslam Birliği"


Ülkemizin güneydoğusunda yaşayan Kürt kardeşlerimiz çok dindar, çok dürüst, çok üstün ahlaklı, diğergam insanlardır. Komünist teröristlerin oradaki nur gibi insanlarımızı korkutup tehdit etmelerinin önüne bir an önce geçmek gerekmektedir. Onların o güzel ve temiz ahlaklarının muhafazası, huzur, güvenlik ve rahatlık içinde yaşamalarının sağlanması için mutlaka Darwinist, materyalist, komünist zihniyetin o bölgeden temizlenmesi ve acilen Türk İslam Birliği'nin kurulması gerekmektedir.
Türk-İslam Birliği, bir sevgi birliğidir, muhabbet birliğidir, gönül birliğidir. Türkiye bu birlikte bir ağabey, bir öncü, bir hadim rolü üstlenecektir. O yüzden bu birlik Türk İslam Birliği adını alacaktır. İslam'a göre hiçbir ırk bir diğerinden üstün olamayacağından, bu birlikte "ırk üstünlüğü" diye bir kavram olmayacaktır. Türkiye'de yaşayan ve "Türk" olan her vatandaşımız –Kürt, Çerkez, Zaza, Laz, Boşnak, Gürcü, Arap vs.– bu birliğin içinde olacağı gibi, dünyadaki tüm Müslüman ülke ve topluluklar da bu birliğin içinde olacaktır.
Birlik olmak Türk-İslam dünyasına müthiş güç kazandıracaktır. Temeli dünya üzerindeki en sağlam kaynağa, Allah sevgisine ve Allah korkusuna dayalı olan bu birliğin bozulması, dağılıp yıkılması Allah'ın dilemesi dışında hiçbir şekilde mümkün olmayacaktır.
dinlerin birliği

Türk İslam Birliği, din, dil, ırk, inanç, kültür, millet ayırımı olmaksızın her bir insanı bağrına basacaktır. Kimse ezilmeyecek, kimseye zulmedilmeyecek, kimse fakir olmayacak, kimse aşağılanmayacaktır. Kardeşlik, barış ve güvenlik Türk İslam Birliği ile dünyaya yerleşik kılınacaktır.

Türk-İslam Birliği Müslüman ülkeler arasındaki anlaşmazlıkları çözüp İslam dünyasına sulh getirecek, bir yandan da dünya genelinde çatışma ve savaşı kışkırtan her türlü hareketin karşısında yer alacak, savaşı körükleyen her türlü girişime karşı engelleyici bir güç olacaktır. Dolayısıyla, Türk İslam Birliği'nin kurulmasıyla, Amerika, Avrupa, Çin, Rusya, İsrail kısaca Müslüman olsun olmasın tüm dünya ülkeleri rahatlayacaktır. Terör sorunu son bulacak, yer altı kaynaklarına ve hammaddelere ulaşım garanti altına alınacak, ekonomik ve sosyal düzen korunacak, kültürel ve sosyal çatışmalar tamamen ortadan kalkacaktır.

Türk İslam Birliği, Üstad Bediüzzaman Hazretleri'nin belirttiği gibi, Müslümanların, Hıristiyan ve Musevilerle ittifakı ile gerçekleşecektir. Şimdiye kadar inananların arasına nifak sokmak isteyenlerin oyunları bozulacak ve tüm dünyada inananlar güçlerini birleştirerek bir birlik olacaklardır. Dolayısıyla bu, bütün sapkın komünist ve materyalist sistemlerin önündeki dev bir güç olarak dünya tarihinde ilk defa meydana gelecektir. Dolayısıyla Türk İslam Birliği, Müslümanların yanı sıra, tüm Hıristiyanları ve Musevileri de içine alan, onları kucaklayan bir kurtuluş olacaktır.
Türk İslam Birliği'nde hiçbir insan acı çekmeyecektir. Dininden, teninin renginden, inançlarından dolayı kimse öldürülmeyecektir. Zulme uğramayacak, fakir olmayacaktır, ezilmeyecektir. Korku duymayacak, hukukta, adalette sorun yaşamayacaktır. Fail-i meçhul olaylar olmayacaktır. Yokluk ve yoksulluk olmayacak, bir kısım insanlar zenginlik içindelerken, bir bölümü açlığa mahkum edilmeyecektir. Ümitsizlik ortadan kalkacak, herkes mutluluk, sevinç, rahatlık içinde ümitvar yaşayacaktır. Kimse cahil ve bilgisiz kalmayacak, eğitime büyük önem verilecek, son derece kültürlü ve eğitimli toplumlar yetişecektir.
Türk-İslam Birliği ticareti canlandıracak, ekonomiyi güçlendirecektir. Ekonomide, siyasi alanda ve kültürel sahada dünya ülkeleri arasında gerçekleştirilecek bir bütünlük, geri kalmış olanların hızla ilerlemesine, imkanların en verimli şekilde kullanılabilmesine olanak tanıyacaktır. Ekonomik büyüme, bilim ve teknolojiye yapılacak yatırımları artıracaktır. Ekonominin gelişimi ile birlikte eğitim seviyesinde de doğal bir yükselme olacak, toplum çok yönlü gelişecektir.
teknoloji, şehir
Türk İslam Birliği, Asr-ı Saadet'den beri dünyanın görmediği bir ekonomik refah getirecektir. Bütün dünya zenginleşecek, ticari hareketlilik çok artacaktır.
Oluşturulacak bir ortak pazar sayesinde, bir ülkede üretilen ürünler, gümrük, kota gibi engellere takılmadan bir diğer ülkede kolaylıkla pazarlanabilecektir. Ticaret alanı genişleyecek, tüm ülkelerin pazar payı artacak, ihracat gelişecek, bu, ülkelerdeki sanayileşme sürecini hızlandıracak, ekonomide sağlanacak kalkınma ile teknolojide de gelişme yaşanacaktır.
Ekonomik kriz ortadan kalkacaktır. Dolayısıyla bu durum, bütün dünyaya sirayet edecektir. Bütün dünya zenginleşecek, ticari hareketlilik çok artacaktır.
Bu doğrultuda Türk Milleti'ne çok büyük görev düşmektedir. Türkiye'nin görevi, tüm dünyaya huzur, refah ve bereket getirecek Türk-İslam aleminin lideri olmasıdır. Türk-İslam aleminin liderliği Türkiye için dünya tarihinin en büyük vazifelerinden birisidir. TÜRK MİLLETİ'NİN EN HAYATİ GÖREVLERİNDEN BİRİ BUDUR. Yani Türk Milleti'nin görevi sadece Türkiye'yi kurtarmak değil, bütün dünya ülkelerini kurtarmak ve dünya barışı ve refahını sağlamaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder