Komünizmi Besleyen Darwınizm'dir, Önce Bu İdeoloji Bilimsel Olarak Ortadan Kaldırılmalıdır
Türkiye'de bölücü terör örgütü PKK vebasından kurtulabilmek için çok çaba sarf edildi:
Ülkemizin güneydoğusuna sayısız asker gönderildi ve o bölgede sayısız çatışma gerçekleşti.
Milyarlarca dolar harcandı, füzeler, bombalar, silahlar, tanklar alındı.
Keşif uçakları, heronlar devreye sokuldu.
Arazi araştırmaları yapıldı.
Özel eğitimli askeri birimler oluşturuldu. Yeni taktikler denendi.
Savunma yöntemleri geliştirildi.
Bölücü terör örgütünün lideri Öcalan ile anlaşma senaryoları ortaya atıldı, arabulucular devreye sokulmak istendi.
Politik manevralar denendi, demagojik yöntemlerle çözüm alınacağı, terör örgütünün liderlerinin ya da terörist militanların ikna edilebileceği düşünüldü.
Terör örgütünün PKK militanları "ana ocağına gelin, sıcak çorba için" gibi aciz yaklaşımlarla dağdan indirilmeye çalışıldı.
Komünist PKK militanları "vicdanlı olmaya, acımaya, merhamet etmeye, şefkatli olmaya" davet edildi.
Devlet, din, aile kavramlarını kabul etmeyen, şiddet ve terör dışında hiçbir yolu geçerli saymayan komünist PKK teröristleri "kınandı".
Komünist PKK militanları "dağdan inip kardeşçe yaşamaya" davet edildi.
Eğer komünist teröristler "baba evine, annelerinin sıcak çorbasını içmeye" davet edilirse, bir de evlendirilir, yuva kurma vaatleri devreye sokulursa iknada son noktaya varılmış olacağı zannedildi.
Son olarak ise "ülkemizin güneydoğusunu teröristlere verelim, biz de rahat edelim" hezeyanları başladı.
Bir yandan bunlar yapılırken diğer yandan Güneydoğu'da çatışmalar kesintisiz olarak devam etti. Allah rızası için vatan topraklarını ve vatandaşlarını korumak adına mücadele eden Mehmetçiklerimiz şehit olmaya devam ettiler. Ne oraya daha fazla asker göndermek, ne de yukarıda sayılan suni çözümler hiçbir fayda etmedi. Fayda etmesi de mümkün değildi, çünkü sorun tam olarak anlaşılamamış veya anlaşılması kasıtlı olarak engellenmişti. Sorunun ne olduğu tam olarak anlaşılamadığı için de, soruna bir çözüm bulmak mümkün olmadı.
Tamamen ideolojik olarak hareket eden komünist militanlara yönelik olarak alınan zayıf, etkisiz ve aciz tedbirlerin bir sonuç vermesi elbette mümkün değildir. Temel sorun atlanmakta; yeni silahların denenmesiyle, o bölgeye daha fazla asker yığmakla, profesyonel askerler yetiştirmekle, komünist militanlara psikolojik telkinler yapmakla, anlaşma teşebbüsleriyle, barış ve ateşkes çağrılarıyla sorunların halledileceği zannedilmektedir. Oysa;
Bir komünist vicdanlı davranma çağrısına hiçbir zaman anlam veremez. Onun için hedefe ulaşmanın birinci yolu şiddettir ve hiçbir psikolojik ikna yöntemi onu durduramaz. Şefkat, merhamet, acıma duygusu bir terörist için sadece zaaftır, hastalık olarak kabul edilir ve acilen yok edilmesi gereken duygulardır. Kendisine böyle yaklaşanları ise sadece bir espri konusu olarak görür.
Bir komünist "baba ocağına gel, annenin sıcak çorbasını iç" çağrılarını hiçbir zaman mantıklı bulmaz. İnandığı ideolojiye göre zaten aile yok edilmesi gereken bir kurumdur ve o da bunun gereğini yapmaktadır.
Şehit annelerinin gözyaşları ve yakılan ağıtlar bir komünisti daima mutlu eder. Ona, amacına ulaştığı hissini verir. Çünkü ideolojisinin gereğini yaptığı gazete manşetlerinden ve televizyonlardan tüm dünyaya ilan edilmektedir. Ağlayan annelerin komünist militanlar üzerinde acıma duygusu oluşturacağını zannedenler felaketin boyutlarının farkında olmayanlardır. PKK militanları şehit haberlerini aldıkça, ağlayan anneleri izledikçe örgüte bağlılıkları daha artmakta, daha güçlenmektedirler.
"Ne kadar canisiniz" şeklindeki kınamalar daima bir komünisti memnun eder. O, canice tavır göstererek Lenin'in kendisine mirasını en mükemmel şekilde yerine getirdiğini düşünmektedir. Ne kadar cani olursa komünist ideolojiyi o kadar iyi uygulamış olmaktadır. Çünkü düşmana yönelik acıma duygusu komünist düşünceye ihanet olarak kabul edilir.
İşte bu sebeple;
Kitap boyunca üzerinde durduğumuz askeri çözümler her ne kadar terörle olan Milli mücadelemiz için gerekli ve önemli olsa da, hiçbir zaman ülkemizin güneydoğusunda yaşanan komünist teröre kesin çözüm olmayacaktır.
Bölücü terör örgütü PKK militanları etkisiz hale getirilse de, ikna edilip dağdan indirilseler de, yaşadıkları yerler tespit edilse ve kurdukları tuzaklar bozulsa da; bu durum hiçbir zaman yeni komünistlerin oluşmasını ve yeni terör olaylarının gerçekleşmesini engellemeyecek, o toprakların komünist tehlikeden arınmasını sağlamayacaktır.
Çünkü;
Komünizmi besleyen "İDEOLOJİ" hala ayakta durmaktadır. Bataklık yerli yerinde durdukça buradan sürekli komünist militan üreyecektir. Bataklığın kurutulmasının tek yolu yalnızca ve yalnızca bilimsel-ilmi mücadeledir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder